Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Bireyin iç Dünyasını Esas Alan Eserlerin Özellikleri:
-
1950 sonrasında, sanatçılardan bazıları,
toplumcu gerçekçi anlayışın dışında kalarak
bireyin iç dünyasına ve psikolojiye yönelmişlerdir.
-
Bireyin iç dünyasını esas alan bu sanatçılar, toplumcu gerçekçilerden farklı olarak insan gerçekliğini
sosyal ve toplumsal yönüyle değil; psikolojik yönüyle anlatma gayretine girişmişler,
olaylardan ve insanlardan yola çıkarak bireyin iç dünyasını esas alarak eserlerinde anlatmışlardır.
- Bireyin topluma yabancılaşmasını okura aktarırken bu yabancılaşmanın sosyo-ekonomik yönünden çok
bireyin ruh durumu ile ilgili olduğunu düşünmüş ve bunu analiz etmek için uğraşmışlardır.
-
Psikolojik roman ve öyküde yazarın bakışı, kişinin iç dönüşümlerine ve manevi
olarak yeniden doğuşuna yönelmiştir. Bu sebeple olay örgüsüne bağlı merak unsuru
ikinci plana atılmış, bireyin ruh durumu ve iç çatışmaları gerçekçi psikolojik betimlemelerle eserlere yansıtılmıştır.
- Bireyin iç dünyasını esas alan yazarlar oluşturdukları eserlerde özellikle iç konuşma, bilinç akışı gibi
teknikleri kullanırlar.
-
Bireyin iç dünyasını esas alan eserlerde işlenilen başlıca konular ise şunlardır: yalnızlık, ruhsal bunalım, çocukluğun kişilik üzerindeki etkileri,
anlaşılamamak, bilinçaltı, toplumla çatışma, ruhsal ve toplumsal ikilikler,
kozmik dünya, ruhsal bunalım ve tedirginlik...
Bireyin iç dünyasını esas alan eserler |
Bireyin iç dünyasını esas alan yazarların bazıları şunlardır:
-
Abdulhak Şinasi Hisar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Peyami Safa, Mustafa Kutlu, TarıkBuğra, Samiha Ayverdi...
0 yorum: