Silahlara Veda Ernest Hemingway Özeti

Silahlara Veda Ernest Hemingway Özeti, kitap özetleri, roman özetleri, silahlara veda kimin eseri, ernest hemingway kimdir, ernest hemingway eserleri

Silahlara Veda Ernest Hemingway Özeti
Ernest Hemingway'in en ünlü romanlarından biri olan "Silahlara Veda" kitabının özeti şöyle:



1915 yılının sonbaharında, İtalyan Ordusu Müttefik Avusturya ve Almanya Orduları karşısında çetin bir muharebe vermektedir. Teğmen Tenente bu sıralarda dostları Rinaldi,Papaz ve Bölük Komutanı ile birlikte cephededir. Rinaldi bir doktordur. Teğmen Tenente’de yaralıların ve şehitlerin cephe gerisine arabalarla taşınmasından sorumlu subaydır. Savaş o yıl sanki yaşanması gereken bir olaymış gibi geçmektedir. Bu nedenle Tenente ve arkadaşları sık sık birlikte olarak, içkiler içerek şehrin ve cephe gerisinin zevkini çıkarmaktadır.

Birgün Rinaldi iki İngiliz hastabakıcısıyla tanışır. Bu kızlar İngiltere’nin, müttefiki İtalya’ya yardım etmek amacıyla gönderdiği hastanede görevlidir. Catherine adındaki kıza Rinaldi ilk başlarda ilgi duymaktadır. Ancak bu delikanlının kadınlarla arası pek iyi değildir. Bu nedenle, çapkın arkadaşı Henry’den yardım ister.

Henry, Catherine’den etkilenir. Bunu anlayan Rinaldi arkadaşını kırmamak amacıyla aradan çekilir. Tenente ile Catherine arasında sıcak bir bağ kurulur. Aşkları gün geçtikçe daha da büyümeye başlamıştır.

1916 yılının bahar ayında Tenente ileri hatlardan yaralı taşımak amacıyla görevlendirilmiştir. Askerleri ile harbin gereksiz birşey olduğunu ve savaşın artık bitmesi gerektiği üzerinde konuşurlarken bir top sesiyle hepsi daldıkları rüya aleminden uyanırlar. Tenente bacağından yaralanmıştır. Askerlerinden ikisi de ölmüştür.

Silahlara Veda Ernest Hemingway kitap Özeti
Silahlara Veda Ernest Hemingway Özeti
Teğmen Tenente dizinin parçalanması nedeniyle derhal Milano’ya yeni kurulan bir hastaneye gönderilir. Buraya sevgilisi Catherine’de gelir. Amacı her zaman sevdiği adamın yanında olmaktır.

İyileşmesine yakın Henry artık güzel Catherine’ye adam akıllı aşık olmuştur. İkisi de birbirini deliler gibi sevmektedir. Henry gümüş liyakat madalyası ile ödüllendirilir. Savaş, artık onun için çekilmez hale gelmiştir. Tek amacı Catherine ile birlikte yaşamaktır. Kız hamile kalır. Henry kızla evlenmek istemesine rağmen savaş nedeniyle bunu yapamamaktadır.

1917 yazında Tenente kışlasına geri döner. Herşey değişmiştir. Bölük Komutanı sanki on yaş yaşlanmıştır. O kış ve bahar aylarında çok çetin ve zorlu çarpışmalarla İtalyan ordusu artık geri çekilmenin eşiğine gelmiştir. Birçok birlik zaten geri çekilmenin hazırlıklarına başlamıştır.

Tenente yazın sonuna doğru çekileceklerini öğrenir. Askerleriyle birlikte, emrindeki araçlarla yollara düşer. Yolda iki genç kızı yanlarına alırlar. Bir ara çamura saplanırlar ve bir türlü arabalarını dışarı çıkaramazlar. İki kıza para vererek, Tenente yoluna devam eder. Almanlar geri çekilen İtalyan Ordusunu takip etmektedir. Yolda Almanlarla karşılaşırlar Tenente’in bir askeri vurulur. Hızla diğer askeriyle beraber taburlarını bulmak için kaçmaya başlarlar.

Tenente İtalyan kuvvetlerine yaklaştığında, Alman ajanıdır diye yakalanır. Bu sadece İtalyancası biraz bozuk diye yapılır. Yargılanacağı sırada, kurşuna dizilmekten kurtulmayı kaçmakta bulur. Kendini Po nehrinin sularına bırakır.

Sudan çıktığında demiryolunun yakınında olduğunu farkeder,hemen top yüklü bir vagona atlayarak sevgilisinin yolunu tutar.

Sevgilisine kavuştuğunda rütbelerini sökmüş, sivil kıyafetini üzerine geçirmiş bir asker kaçağıdır. Savaştan tiksinmektedir. Bir gece ansızın yakalanacağı haberini alır. Tek kurtuluş yolunu İsviçre’ye kaçmakta bulur. Bir tekneyle ve yanında Catherine’le fırtınalı bir gecede soğuk Orion Gölü’nü kullanarak İsviçre’ye ulaşır.

İlk önce onları sorguya çekerler, Henry onlara kış sporu yaptıklarını bunun için İtalya’dan kürek çekerek İsviçre’ye geldiklerini söyler. Pasaportları ve paraları olduğu için İsviçre Polisi herhangi bir önlem almaz. Henry ile Catherine Montreaux’ya yerleşirler. Otelde çok iyi vakit geçirirler. Bu arada Henry sakal bırakmıştır. Catherine’nin hamileliğinin sonlarına doğru her ikisi de Lourenne’e doğum amacıyla giderler.

İlk sancılar başladığında çift çok mutlu olur. Ancak bebek ters gelmektedir. Ayrıca sancılarda yetersizdir. Doktorlar sezeryan yöntemi ile bebeğin annesinin karnından alınmasına karar verir. Henry Catherine’nin ölebileceği endişesi içindedir. Bebeğin onun için hiç önemi yoktur. Tek düşündüğü biricik aşkı Catherine’dir.


Başarılı bir ameliyat gerçekleşmesine rağmen bebek ölü doğar. Tenente sevgilisinin de durumundan endişe duymaktadır. Koktuğu başına gelir, Catherine aniden fenalaşır ve aşırı kan kaybı nedeniyle ölür. Artık Henry için herşey bitmiştir. Bezgin bir halde oteline geri döner.
Previous Post
Next Post
Related Posts

0 yorum:

Tanzimat Döneminde Roman