Yaratılış Destanı, Yaratılış Destanı hakkında bilgiler, Yaratılış Destanı özeti, Yaratılış Destanının kahramanları, Yaratılış Destanı nedir, Yaratılış Destanı nasıl
Yaratılış Destanı
1.
Destan Hakkında Bilgi
Evrenin
yaratılışını, iyilik ve kötülüğün kaynaklarını, evrendeki düzeni konu edinen
Yaradılış
Destanı, XIX. yüzyılda Prof. W.
Radloff tarafından Altay Türkleri arasında
derlenmiştir.
Yaradılış Destanı, Türkler tarafından kabul edilmiş eski ve yeni
dinlerin,
özellikle de Şamanizm’in izlerini taşır. Şamanizm, başta Türkler ve Moğollar
olmak
üzere, genellikle eski Sibirya kavimleri arasında ortak bir dindir. Totem
dininden
sonra Türkler arasında yayılan ilk önemli inanış Şamanizm’dir. Bu dine
göre,
dünyada ölen iyi ruhlar bir kuş kılığına girerek iyilik derecelerine göre
gökteki
ışık
âlemine; kötü ruhlar ise kötülüklerinin derecesine göre yer altında karanlıklar
alemine
giderler. Yaradılış Destanı, Türk mitolojisi, düşüncesi ve inancı bakımından
önemli
izler taşır.
2.
Yaradılış Destanının Özeti
Daha hiçbir şey yokken, Tanrı Kayra Han'la uçsuz
bucaksız su vardı. Ay, güneş, toprak yoktu.
Tanrı Kayra Han'ın canı sıkılıyordu. O, yalnızlık
içinde iken su dalgalandı. Ak Ana Akine,
Tanrıya "Yarat!" dedi, yine suya gömüldü.
Bunun üzerine Kayra Han, kendine benzer
bir varlık yaratarak "Kişi" adını verdi.
Kayra Han'la Kişi, sonsuz suyun üzerinde iki siyah
kaz gibi rahatça uçmaya koyuldular.
Ancak Kişi, kendisini yaratandan daha yüksekte
uçmak istedi. Ama uçamadı. Suya düştü.
Boğulmak üzereyken Tanrı'ya yalvardı. Kayra Han
"Yükselt!" emrini veri. Kişi batmaktan
ve boğulmaktan kurtuldu.
Tanrı Kayra Han, dünyayı yaratmayı düşündü.
Kişi'ye, "Suya dal, toprak çıkar!" emrini
verdi. Fakat Kişi bu sefer de kötülükler düşündü.
Toprağın bir kısmını ağzında sakladı. Kendine
göre bir yer yaratacaktı. Avucundaki toprağı su
yüzüne serpince Tanrı, toprağa "Büyü"
emrini verdi. Bu toprak dünya oldu. Fakat bu emirle
Kişi'nin ağzındaki topak da büyümeye
başladı. Kişi, Tanrı'ya yalvardı. Tanrı
"Tükür!" buyurdu. Kişi'nin ağzından dökülen ıslak
toprak yeryüzüne serpildi. Yeryüzünde tepecikler
oluştu. Buna kızan Tanrı, Kişi'yi kendi
aleminden kovdu ve ona Erlik (Şeytan) adını verdi.
Yerde dokuz dallı bir ağaç bitti. Tanrı her dalın
altında ayrı bir adam yarattı ve "Dokuz millet
olsun!" dedi. Erlik bu insanları kıskandı.
Onları kötülüğe sürükledi. Erlik yeniden lanetlendi.
Toprak altındaki karanlıklar aleminin üçüncü katına
sürüldü. Tanrı kendisi için de göğün
on yedinci katında bir nûr alemi yaratarak oraya
çekildi. İnsanların büsbütün başıboş kalmaması
için onlara da Gök Oğul'u (Maytere) gönderdi.
Erlik, Kayra Han'ın katına çıkmak istedi. Gök
Oğul'u, Tanrı'ya bunun için yalvarmaya razı
etti. İzni koparan Erlik, kendisi için gökler
yaptı. Kendisine bağlı olanların oluşturduğu kötü
ruhlarla birlikte, gökle yer arasındaki dünyada
yaşayan insanlardan daha iyi bir hayat sürüyordu.
Bu durum Kayra Han'ın canını sıktı. Erlik'in
dünyasını yıkmak için kahraman Man-
dişere'yi gönderdi. O, güçlü mızrağıyla vurarak
korkunç şimşek ve gökgürültüleri arasında
bu dünyayı parça parça etti. Bu parçalar, insanlar
için yaratılan ilk dünyanın üzerine düştü.
Eski düz dünya engebeli bir hal aldı. Tanrı, Erlik'i
yeniden cezalandırdı. Onu yerin en alt katına
sürdü. Dünyanın sonuna kadar orada kalmasını
emretti. Göğün on yedinci katında kendisi,
yedinci katında Gün Ana, altıncı katında Ay Ana
oturmaktadır.
0 yorum: